EVREŞE SAADET PARTİSİ BELEDİYE BAŞKAN ADAYI HAMİT PUHALOĞLU ‘NUN BOLAYIR VE ULUKIŞLA ALTAY KÖYLÜLERİNDEN İSTEĞİDİR

Gelibolu Bolayır Muhtarlığının seçimleri hangi muhtarımız kazanırsa kazansın Niğde Ulukışla Altay Köyü Muhtarlığı ve halkı ile de halklarının kardeş halklar olması en büyük arzumdur.Süleyman Paşa ,Lalası, Atı ve Namık Kemal’ in manevi  ruhları  Uygur Türklerinin Ulukışla Altay Köyü Atalarının da ruhları şad olsun.
Adam incelememiş, okumamış, araştırmamış bilgi sahibi değil ama duyduklarıyla akıl veriyor. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan tek toplum bizim toplumumuzdur. Niğde Ulukışla Altay Köyü Muhtarı Mustafa TÜRK’ÜN dileklerini elçi olarak arz ediyorum. Hocam Profesör Remzi KILIÇ’I Niğde’de ziyaret ettim, ertesi gün cumaydı. Cuma namazını Ulukışla ilçesinde hocamla birlikte kıldıktan sonra Osmanlı Devleti’nde Sadrazamlık yapmış Öküz Mehmet PAŞA Kervan Saray’ınıza dolaştıktan sonra Türkiye Cumhuriyeti Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün ciddi çalışmalarını takdir edip müşahede ettik. Çalışmalarından dolayı Vakıflar Genel Müdürlüğü’nü tebrik ederiz. Allah hepinizden razı olsun. Ondan sonra hocamın bahsettiği Ulukışla Altay Köyü’ne gitmek üzere hocamdan vedalaşarak ayrıldım. Bu köyü o civarda yaşayan insanlar dahi bilmiyor. Bazıları orda Çinliler yaşıyordur diyor. Bu köye vardığım zaman çok farklı yaşam tarzına sahip olan cesur, mert, iyilik seven, dürüst, dindar insanların yaşadığı bir köye vardığımı fark ettim. Çok iyi ağırladılar, kısa zamanda dostluğumuz pekişti. Köyün Muhtarı Mustafa TÜRK’TEN şu bilgileri aldım. Öncelikle ziyaretimden dolayı bana teşekkür ettiler. Bu insanlar Doğu Türkistan’dan 1936 -37 yılları arasında Çin zulmünden 18.800 kişi kaçarak Himayala Dağları üzerinde yürüyerek Çin’den Pakistan’a oradan da Türkiye getirilmişlerdir. Bu insanlar yola 18.800 kişi olarak çıkmış, sadece 1800 kişi Türkiye’ye ulaşabilmiştir. Bu insanlar yolda, dağlarda havasızlıktan ve soğuktan ve savaşarak %90’ı şehit olmuştur. Doğu Türkistan’dan gelen bu vatandaşlarımız İstanbul’da 2 yıl misafir kaldıktan sonra Adnan Menderes’in çıkardığı kanunla Türkiye’nin şu illerine yerleştirilmişlerdir. Manisa Kurtuluş Mah. 135 hane, Konya İsmir Kasabası’na 65 hane, Aksaray Sultan Hanı’na 67 hane, Kayseri Develi’ye 50 hane, Kayseri Yahyalı’ya 50 hane, İstanbul Zeytinburnu ve Bağcılar’a 135 hane, Niğde Ulukışla Altay Köyü’ne 165 hane, 800 kişilik nüfus olarak yerleştirilmişlerdir. Muhtarı Mustafa Türk, 4 dönem muhtar olup köyün ihtiyaçlarını şöyle sıraladı: Köyümüzün Niğde merkeze uzaklığı araba ile 1 saat Ulukışla ilçesine 30 dk. Bundan dolayı Sağlık Bakanlığı’ndan sizlerin yardımınızla isteğimiz acil ihtiyaçlarımız şunlardır tam teşekkürlü ambulans, imkân varsa sağlık ocağı ve doktor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden cenazeleri taşımak için cenaze aracı, Çevre ve Orman Bakanlığı’ndan arazilerini sulamak için 5 yerde tespit edilen suyun artezyen kuyusu olarak çıkarılması için Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nün yardımlarıyla sizin talimatınızla 5 artezyen kuyusunun açılması köylümüzü çok sevindirir. 1955 yılında yapılan 160 tane evin 2’si hariç hepsi kerpiçten yapıldığı için %99’u yıkılmış. İncelesinler bu insanlara yardımcı olsunlar. Bu insanların diğer akrabaları İstanbul Bağcılar ve Zeytinburnu’nda oturan akrabaları borçlandırılarak veya hayrına bu evler tamir ettirilebilir. TOKİ’nin buraya el atması yerinde olurdu. Toki Başkanına talimat verirseniz o da yazımızı okusun. Niğde Ulukışla Altay Köyü’ne gitsinler. Muhtar Mustafa Türk’ün dediğine göre İstanbul Zeytinburnu’nda yaşayan Doğu Türkistanlı Mustafa Türk’ün akrabası olan 1000 kişi Ulukışla Altay Köyü’ne kesin dönüş yapacak. Bu vesile ile 15 milyona yaklaşan mega kent İstanbul sembolikte olsa 1000 kişi azalacak. Bu vesile ile bu insanların oturduğu mahalle trafik sorunu sembolik olarak çözülecek.Muhtar Mustafa Türk diyor ki, bu olay bir teşvik olur. Ben 10 kardeşim, her kardeşimin de 9 çocuğu var. Bu şu demektir ki, İstanbul’un nüfusunda sembolik azalma ve de Anadolu’ya kesin dönüşte sembolik bir akış olacaktır. Ondan sonra köyü dolaştık camisine gittik. Kazak çadırında at eti yedik, kımız içtik, tiftik şapka ve kaftan hediye etti. Ben de hediyemi sundum oradan ayrıldım. Bu köye yardımlarınızı bekler hizmetlerinizde başarılar 
dilerim.