Tweet |
Arkeolog Fuat Durmuş tarafından Gelibolu’daki Tarihi Yahudi Mezarlığı’nda gerçekleştirilen envanter çalışmalarında ilginç bulgulara rastlandı. Arkeolog Fuat Durmuş, Yahudi mezarlığındaki envanter çalışmalarında Gelibolu’daki tarihi mezar taşında yer alan Venedik armasının bilinen tek örneği olduğunu belirterek; “Papa III. Innocentius’un çağrısıyla başlayan IV. Haçlı Seferi ile Venedikliler, 1204 Martı’nda İstanbul surları altında Haçlılar ile yaptıkları anlaşma kapsamında Bizans İmparatorluğu’nun paylaşılmasına karar vermiş; yapılan arazi taksiminde önce Haçlı komutanlarından Boniface de Montferrat’a verilmiş olan Gelibolu, daha sonra Venedik’e bırakılmıştır. Yaklaşık otuz yıllık Latin işgali (1204) ardından Gelibolu, I. Theodoros Laskaris’in selefi Ioannes III. Dukas Vatatzes (1222-1254) tarafından 1235’te Latin istilasından kurtarılmıştır. Venedik Cumhuriyeti, tarih boyunca kolonist faaliyetleri ile dünyanın pek çok kentinde ticari ağlar kurmuş ve gittiği her kentte 9. yüzyıldan beri kullanmakta olduğu Aziz Markos Aslanı armasını varlık nişanesi olarak o kentin en gösterişli yapısı üzerine yerleştirmiştir. Genellikle kale ve kale kapıları ile sur duvarları üzerine yerleştirilen Venedik armalarını, dini ve idari yapılar üzerinde de görmek mümkündür. Bu bakımdan Venedik işgali döneminde Gelibolu Kalesi, Venedik arması için Gelibolu’da seçilebilecek en uygun yapıyı teşkil etmektedir. Ancak Venediklilerin Bizans Dönemi’nde de Gelibolu’da yaşadıklarını ve Bizans Dönemi’nden Osmanlı Dönemi’ne kadar varlığını korumuş Venediklilere ait bir kilise ile 17. yüzyılda Gelibolu’da Venedik Konsolosluğu binasının yer aldığını Venedik Devlet Arşivleri ile Osmanlı Arşiv Belgeleri’nden biliyoruz. Ancak bugün Gelibolu’da söz konusu Venedik Kilisesi ile Venedik konsolosluk binasına ilişkin herhangi bir kalıntı görmek mümkün değildir. Venedik Arması’nın da bu binalarda olduğuna dair tarihi bir veri de yoktur” dedi.
“TARİHİ VENEDİK ARMASI MEZAR TAŞINDAYDI”
Venedikliler’in Adriyatik’ten Akdeniz’e kadar kurmuş oldukları bütün kolonilerinde varlık nişaneleri olarak Aziz Markos aslanını kullandıklarını ve bulundukları bölgeleri adeta Aziz Markos Aslanı ile işaretlediklerini de belirten Arkeolog Fuat Durmuş, “Venediklilerin yapmış oldukları Aziz Markos aslanlarında belli başlı standart özellikler bulunmaktadır. Bunların başında; aslanın erkek ve kanatlı olması, başının çevresinde bir halenin yer alması, pençeleri arasında bir kitap taşıması gelmektedir. Aziz Markos aslanı repertuarlarında değişkenlik gösteren unsurlar ise aslanın ayakta ya da oturur vaziyette olması, yüzünün izleyiciye dönük ya da profilden yansıtılması, pençeleri arasında bulunan kitabın açık veya kapalı olması bazen de bir pençesinde kılıç taşımasıdır. Aziz Markos aslanları, bayrak ve falamalarda, çeşitli eşyalar üzerinde, yapıldıkları dönemin özellikleri ile birlikte pek çok versiyonda ve farklı varyasyonlarla karşımıza çıkmaktadırlar. Arma motiflerini, iki kalkan ve bu kalkanlar arasında betimlenmiş Aziz Markus Aslanı oluşturmaktadır. Her iki kalkanın üst kısmında, belli belirsiz görünmekte olan çapraz bir şekilde yerleştirilmiş bir çift anahtar, anahtarların alt kısmında ise armalar betimlenmiştir. Kalkanlar üzerindeki armalar ile çapraz anahtarlar düz bir bant ile ikiye ayrılmıştır. Çift, çapraz anahtar, Papalık tacı ile birlikte papalığın en önemli semboldür, İsa'nın Petrus’a verdiği yetkiyi sembolize eder ve bu yetkinin Petrus’tan papalara geçtiği kabul edildiğinden, anahtar Petrus’un halefi olmanın göstergesidir ve çift anahtar, dünyevî ve dinî otoriteye işaret etmektedir. Sol köşedeki arma, İngiliz lordlarından Stourton aile armasıyla büyük benzerlik arz eder. Sağ köşedeki kalkanın üst kısmında yine çapraz anahtarlar yer alır, alt tarafındaki armada ise arka iki ayağı üzerinde şaha kalkmış aslan ya da panter motifi işlenmiştir. Sağ köşedeki arma, Flandres kontluğuna ait armaları hatırlatır. Sağdaki kalkanın sağ alt köşesinde daire şeklinde açılmış bir tane çukur bulunmaktadır. Bu çanak şeklindeki çukur, armanın ikinci kullanımına aittir. Söz konusu çukur, Müslüman mezar taşlarında görmeye alışık olduğumuz kuş kurnasıdır. Kuş kurnaları, Gelibolulu Yahudilerin mezar taşlarında severek kullandıkları pek çok mezar taşı öğesinden biridir. Armanın merkezinde ise Aziz Markos’un sembolü kanatlı aslan yer almaktadır. Yan profilden işlenen aslanın başının etrafında hale bulunmaktadır. Aslanın ağzı açık, dili dışarıdadır; göz ve burun gibi uzuvları belli belirsiz seçilmektedir; aslanın kulağı ise daha net bir şekilde görülmektedir. Alev şeklinde kabartılmış yelesi ve açık haldeki kanatları ile dinamik formda betimlenen aslanın ön pençeleri arasında ise kapalı vaziyette bir kitap-İncil yer almaktadır. Sol ön bacağı ile kitabın ön kapağını kapatmış olan aslan, sağ pençesi ile kitabı üst köşeden kavramıştır. Aziz Markos aslanlarında, İncilin kapalı olması Venedik’in savaş dönemlerinde yapmış olduğu armaların genel özelliğidir. Barış dönemlerinde ise Aziz Markos aslanı açık vaziyette bir kitap-İncil tutar ve kitap üzerine PAX TIBI MARCE EVANGELISTA MEUS “Barış seninle olsun, rahat uyu Aziz Markos” yazılır. Sol kanat bitiminden itibaren incelen aslan gövdesi, tek sıra dalga motifi ile son bulmaktadır. Denizin üzerinde ya da denizden çıkar pozisyonunda betimlenen Aziz Markos Aslanı ile Venedik’in denizlerdeki gücü ve hakimiyeti sembolize edilmiştir. Gelibolu’nun Venedik hakimiyeti döneminde 1205-1235 yılları arasında yapılmış olan bu arma, IV. Haçlı Seferi, Venedik armalarının bilinen tek örneğidir” dedi.