Bugun...

19 MAYIS GÜNEŞİ

 Tarih: 17-05-2021 19:04:00
RUFAT ŞENER

            Günümüz gençlerine unutturulmak istenmiş, giderek eğitim programlarından da dışlanmış bir ulusal marşımızın dizelerini anımsıyorum:

            19 Mayıs 1919 tarihinde, Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkışı ile başlayan, bağsız koşulsuz, ulusal egemenliğe dayanan yeni Türk bir Türk devleti kurmak istencinin utkuya eriştiği Ulusal Kurtuluş Savaşı’na atılmış ilk adımın 102. yıldönümünde!

            19 Mayıs gününü, yaşamöyküsünde doğum günü bilen Mustafa Kemal Atatürk’ün dünyaya gelişinin 140. yıldönümünde!

“Dağ başını duman almış,

Gümüş dere durmaz akar.

Güneş ufuktan şimdi doğar,

Yürüyelim arkadaşlar!”

            Mustafa Kemal’dir ulusal bağımsızlığı kazanmak ereğiyle yola çıktığı Samsun, Havza, Amasya, Erzurum, Sivas, Ankara yollarında önlerine düştüğü bir avuç vatansever arkadaşının heyecanına ve coşkusuna bu dizeleri okuyarak güç veren kahraman. Çünkü, onlar “Vatanın bütünlüğü milletin bağımsızlığı tehlikededir. İstanbul Hükümeti üzerine aldığı sorumluluğu yerine getirmemektedir. Bu durum milletimizi yok olmuş gibi göstermektedir. Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.” öğretisini savunmak ve Türk ulusunu Milli Mücadele’ye çağırmak için yola çıkmış kahramanlardır.

            Bu kahramanlar, Kuvayı Milliye güçleridir..

            Bilinmelidir ki, Mustafa Kemal’in ulusumuza yayımladığı genelgeler, düzenlenişine öncülük ettiği kongreler ardında ulusumuz yekvücut olmuş, özgürlüğü ve vatanın bütünlüğü için kanını akıtmaktan çekinmemişti. Onları bu Milli Mücadele’ye yönlendiren nedense, ulusumuzun 1. Dünya Paylaşım Savaşı’nın sonunda, topraklarının büyük bir bölümünü elinden çıkarmak zorunda kalışıydı. Türkler, işgalciler önünde anayurdu Anadolu’da tutsak yaşamaya zorlanıyordu. Yorgunluk, yoksulluk ve yoksunluk içindeyken, ulusumuz Mustafa Kemal’in önderliğinde ufkunu sarmış kara bulutları yırtmayı başarıyordu. Özgür ve egemen yaşamak istenciyle yeniden doğuyordu. Yıkılmış bir devletin enkazı üzerinde, Mustafa Kemal Atatürk’ün önderi olduğu Ulusal Kurtuluş Savaşı ile yeni bir devlet kurmayı başarıyordu Türk ulusu!

            Bu kutsal savaşta, ulusumuzun bağrında doğan 19 Mayıs güneşi, kara yazgıyı aydınlığa dönüştüren Mustafa Kemal güneşidir!

            Tutsaklıktan bağımsızlığa; yönetenlerin kulu olmaktan hak ve özgürlüklerin efendisi olmaya; bilgisizliğin karanlığından aydınlığa, uygarlığa çıkışın başlangıç günüdür 19 Mayıs 1919.

            Ulusal Bağımsızlık Savaşı’nın Başkomutanı, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucusu, Türk aydınlanmasının Başöğretmeni, onur ve saygınlığı ulusumuza baş tacı yapan, “insanlık idealinin aşık ve mümtaz siması” Atatürk, 19 Mayıs’ın güneşidir!

            Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın başladığı 19 Mayıs 1919 tarihi de, Atatürk’ün Türk Gençliğine armağan ettiği ulusal bayram günüdür.

            Türk Gençliğinin 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nın 102. Yıldönümü kutlu olsun!

            Gençlerimizin, Atatürk’ün açtığı çağdaşlık, uygarlık yolunda hiç durmaksızın yürümek başarısının, Aydınlanma Devrimi’nin ilke ve amaçlarını koruyup yüceltmeleriyle gerçekleşeceğine duyduğumuz güven büyük!

            Büyük Atatürk “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” derken, bizlere bıraktığı emanetlerin sahibi Türk Gençliğine duyduğu güveni de anlatmıştır. Çünkü, Mustafa Kemal Atatürk Cumhuriyeti emanet ettiği gençliği “memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluk” olarak görmüştür.

            Ölümlü varlığı sonsuza göçen Atatürk’ü bir kişi olarak algılamak, elbette ki yerinde değildir. Bugün, Atatürk bir kişi değil, bir yüce kavram; ulumuzun ve Cumhuriyetimizin anlamsal varlığı! Ulusal değerlerimizin, vatanımızın, bayrağımızın, ulusal egemenlik hakkımızın, Türk Devrimi’nin

            Cumhuriyetimize kazandırdığı aydınlanma ve çağdaş uygarlık ereğinin kaynağı. Varlığımızın, bilincimizin, Atatürkçü yaşam biçimimizin tek ışığı!

            O; ulusal, demokratik, laik, sosyal, hukuk devleti Türkiye Cumhuriyeti’nin güneşi! Cumhuriyetimizi aydınlatan ışık, O’nun ilke ve devrimleri.

            Ulusumuzun 19 Mayıs’ta başlayan, 23 Nisan’da, 30 Ağustos’ta, 29 Ekim’de süregelen yürüyüşü, Türkiye Cumhuriyeti devletinin tam bağımsızlık, ulusal egemenlik ülküleriyle çağdaş uygarlık yolunda durmaksızın ilerleyecektir de!

            Bu nedenle sevgimizde, saygımızda, ilkelerine bağlılığımızda Atatürk’ü kalbimizle ve beynimizle duyumsamamızın, O’nun yolunda olduğumuzu görmenin andını içeceğimiz günler bilmeliyiz 19 Mayıs’ları!

            Atatürk’ün Cumhuriyetimizi yönlendiren, insanlığın evrensel değerlerini belleten güzel sözlerindeki anlamı özümsemek, Türk Devrimi’nin kazanımlarının değerine inanmak, bu devrimin ilkelerini uygulamak, yaşama geçirmek günleri bilmeliyiz 19 Mayıs’ları.

            Atatürk’ün “Gençler! Yürekliliğimizi artıran ve sürdüren sizsiniz. Siz almakta olduğunuz terbiye ve bilgi ile, insanlık niteliğinin, yurt sevgisinin, düşünce özgürlüğünün en değerli simgesi olacaksınız. Cumhuriyet’i biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz.” sözleri, Türk gençlerinin Cumhuriyetimizi kollama görev ve sorumluluğunu anımsatmaktadır.

            Cumhuriyet, Atatürk’ün gösterdiği güçlerle donanmış gençlerimiz elinde kendisini koruyacak ve yaşayacaktır. Gençlerimiz, demokrasimizi ve laikliği özenle ve duyarlılıkla korumak, güçlendirmek, kökleştirmekle Cumhuriyetimizi yücelteceklerdir. Bunu başarmanın yolu da akıl ve bilimi öne koymak, iyi eğitim almaktır. Onlar, Türk ulusunun özdeksel değerleri bildiğimiz vatanın bütünlüğü ve ulusun birliği ilkeleri üstünde egemenlik haklarımızın koruyucusu olmalıdırlar. Cumhuriyetimizin demokratik devlet biçimini özgürlükçü, halkçı, çoğulcu demokrasiye yaraşır varsıllığa kavuşturmak bilincinde olabilmektir Türk gencinin görevi.

            Çünkü, Cumhuriyet düşmanlarının değişik kılık ve adlarla her yere sızmak isteklerinden, yabancı ulusların iç işlerimize karışarak, buyruklarıyla ülke yönetimimizi biçimlendirmek arayışlarından korunmak için, gençlerimizin duyarlı olmaları gerekiyor. Türkiye üzerinde tarihsel hesapları hiç bitmemiş emperyalizmin yeni oyunlarına açık olmamak için, vatanın bütünlüğüne ulusumuzun birliğine, bağımsızlığımıza ve Cumhuriyetimize kastedenlerin kışkırttığı bölücü teröre karşı, içimizde bulunan aymaz ve sapkınların cesaret verdiği irticaya karşı ‘cumhuriyetimizin uyanık bekçileri’ olmak Türk Gencinin görevi bilinmelidir.

            Vatanımızın ve ulusumuzun Ulusal Kurtuluş Savaşı öncesi günlerine düşürüldüğünü görmemek için bu bilinç düzeyine erişmiş Cumhuriyet Gençleri olmak zorundayız.

            Oysa bugün ilköğretim çağındaki öğrencilerimizin her sabah ders programlarına başlarken, hep birlikte seslendirdikleri Ant’ı “Türküm, doğruyum, çalışkanım/ İlkem; küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak/ Yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir/ Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir./ Ey Büyük Atatürk/ Açtığın yolda, gösterdiğin hedefte durmadan/ Yürüyeceğime ant içerim./ Varlığım Türk varlığına armağan olsun./ Nu mutlu Türküm diyene!” sözleriyle okumalarına dahi izin verilmez oldu!

            Her yıl 19 Mayıs törenlerinde, gençlerimizin stadyumlarda okudukları Gençliğin Andı’na “Türk Gençliği olarak özgürlüğün, bağımsızlığın, egemenliğin, cumhuriyet ve devrimlerin yılmaz bekçileriyiz. Her zaman, her yerde ve her durumda Atatürk ilkelerinden ayrılmayacağımıza, çağdaş uygarlığı geçmek için tüm zorlukları yeneceğimize namus ve şeref sözü verir, kendimizi Büyük Türk Ulusuna adarız.” yeminini vermelerine de tanık olmuyoruz.

            Fakat, Devletimizin yerel yöneticilerinin, Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı, Kurtuluş Savaşı karşıtını mezarı başında anışına tanık oluyoruz!

            Cumhuriyetimizin temel niteliği, demokrasimizin olmazsa olmaz koşulu laiklik ilkesinin Anayasadan çıkarılmasını isteyen kamu görevlisi, öğretim üyesi, din adamı imamlar seslerini yükseltiyorlar.

            Yakın geçmişte bir İlçe Milli Eğitim Müdürünün, Atatürk’ümüzün Kurtuluş Savaşı’nı ve Cumhuriyet’i anlattığı, emperyalizme karşı Kuvayı Milliye öncülüğünde direnen halkımızın bağımsızlık destanı Nutuk’un okullarımızda öğrencilerimize armağan olarak dağıtılmak istenmesine ‘yasaklama’ kararı getirmesini de şaşkınlık ve hayretle karşıladığımızı unutmayalım!

            Nedeni de şuymuş: Atatürk’ün , bu Söylev’inde, işbaşında bulunan Padişah Vahdettin’e yönelik “soysuzlaşmış, alçak” ve dönemin Osmanlı Hükümeti’ne yönelik “aciz, haysiyetsiz ve korkak” tanımlamalarını kullanmış olmasıymış.

            Oysa, dört yıl süren Ulusal Kurtuluş Savaşı’nda, Kuvayı Milliye güçlerini ve Mustafa Kemal’i ‘hain’ olarak nitelendiren, hatta görüldükleri yerde yakalanarak idam edilmeleri için fetva verdiren, üzerlerine silahlı güçler gönderen ve Anadolu’da çeşitli isyanları hazırlatan Padişah Vahdettin değil miydi? Ulusun zafere eriştiği günlerde İngilizlerin Malaya zırhlısıyla yurttan kaçmayı kurtuluş bilen de Padişah Vahdettin’den başkası değildi.

            Bu gerçekler önünde, şimdi sormamız gerekmez mi? Atatürk Cumhuriyeti’nin gördüğü dönüşümler içinde tasfiye edilmek istendiği günlere mi getirildik.

            Biz inanıyoruz ki Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, Nutuk’ta seslendiği Türk Gençliğinin “Birinci vazifen Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur.” ilkesinden asla ayrılmayacaktır.

            Tüm bu gerçekler önünde amacımız, toplumumuzun duyuş ve düşüncesini, çağdaş ve uygar yaşam biçimini, Cumhuriyetle kazanılmış değerlerini yeniden devlet düzenimize hakim kılmaktır. Devletimizin dirilişi ve güçlü Türkiye için; ulusumuzun yüzünü yeniden çağdaş uygarlığa dönmesi, aklı ve bilimi öne çıkarması, etnik köken ve inanç ayrımında kutuplaşarak değil Türklük bilinciyle bütünleşmesi için Atatürk İlke ve Devrimlerinin yılmaz savunucuları olmalıyız.

            Bu duygu ve düşüncelerle Büyük Önder, Cumhuriyetimizi kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün 19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun’a çıkmakla başlattığı Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın 102. Yıldönümünde, Türk gençliğinin 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutlar; Atamızın ve değerli silah arkadaşlarının, vatanımızın bütünlüğü ve ulusumuzun birliği için canlarını feda etmiş şehitlerimizin, gazilerimizin anıları önünde saygı ile eğiliriz.

  Bu yazı 1294 defa okunmuştur.
  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
YUKARI